Mezdeke - Ya el Yelil İndir
Oryantal Şarkılar Dinle,Oryantal Şarkılar Dinle,Oryantal Şarkılar İndir,Oryantal Şarkıları,Oryantal
Oryantal Dinle
En başta dans vardı. İnsanoğlu konuşarak anlaşmayı keşfetmeden önce hareketle anlaşıyordu. Hareket dağarcığı çoğaldıkça birleşik hareketler doğdu ve bu birleşik hareketler giderek dansa dönüştü. İlkel insan, doğayla savaşı sırasında içinde kopan fırtınaları dansla anlatma yolunu tercih etti. Sevinci dansla, hüznü dansla; öfkeyi dansla, tutkuyu dansla; aşkı sevgiyi dansla; savaşı, barışı, rekabeti dansla anlattı. Acıktı dans etti, doydu dans etti. İlkel dinlerin ritüellerinin temelini de dansın oluşturduğu herkesçe kabul edilmektedir. İlkel insanın konuşarak anlaşmayı öğrenmeden keşfettiği dans dili, yer yüzünde binlerce lisan olduğu düşünülürse, günümüzde de evrensel bir dil olma özelliğini korumaya devam ediyor.
Yüzyıllar geçtikçe, toplumsal yaşam değişip ilişkiler karmaşıklaştıkça dans, ilkel çağdaki işlevini genişletti ve adeta uygarlaştı. Her yeni toplum, her yeni toplumsal sınıf kendi dansını yarattı. Tüm yaşamı tabiatla mücadele ile geçen köylünün dansı, elbette ki rahat bir hayat süren burjuvanın salon dansından farklı olacaktı. Yaşam koşulları herkese farklı danslar olarak yansıdı ve dans türleri ortaya çıktı.
İnsanoğlu tüm yaşadıklarını dansla yansıtırken, doğa olayları ve insanın dünyaya geliş öyküsü de bu dans dilinin içinde önemli bir yer tuttu. Doğa olaylarını beden hareketleriyle sembolize etmeye çalışan insan; göbeğini, kalçasını ve belini kullandı. Depremi anlatmak için bedeni titretmeyi, fırtınayı anlatmak için ani kalça atışlarını ve hortumu anlatmak için de gövdeyi baştan ayağa dalgalandırmayı keşfetti. Ve Oryantal’in de ilk tohumları milattan yüzyıllarca önce böyle atılmış oldu.
Arabistan yarımadasında ise Oryantal, insanın dünyaya geliş öyküsünü anlatabilme çabasıyla, milattan iki bin yıl kadar önce ortaya çıktı. İnsanı dünyaya getiren kadındı; bu nedenle bunu anlatanlar da kadınlar oldu. Hamilelik sürecinde yaşanan sancılar ve doğum sırasında kasılan, titreyen bedenler; dans dilinde vücut buldu. Bu toprakların çeşitli tarih dilimlerinde işgali ve ayrıca bu topraklardan göç Oryantal’in tüm dünyaya yayılmasına vesile oldu. Selçuklular döneminde Anadolu da Oryantal dans türüyle tanıştı. Zaten kendi kültüründe benzer dansları barındıran Anadolu, böylece Arap kültürünün de katılımıyla sentez bir Oryantal yarattı. Mısır aracılığıyla Afrika, Emevilerin Cebelitarık’ı geçerek Endülüs'e kadar yayılışıyla Latin dünyası, Osmanlılar döneminde Rumeli ve Balkanlar, Doğu’da ise öncelikle Hindistan olmak üzere Pakistan, Afganistan, Endonezya ve tüm Asya bu dansı kendi kültürüne katmış oldu. Latinler aracılığıyla Amerika kıtası da bu kültürle tanışıp sindirdi.
Anadolu, kendi geleneksel dansları ile harmanladı ve öz dansları arasında önemli bir yer verdi. Bu nedenle Oryantal bizden, Oryantal içimizden. Ve bu nedenle Türkiye Oryantal Star’ını arıyor.
0 yorum:
Yorum Gönder